7 Haziran 2014 Cumartesi

Yaralı Kuş

Mecnun'un sevdası: Yaralı Kuş:'Yaralı Kuş' dedim bu yazıma.Her insanın çektiği bir acıyı ele almak istiyorum.Yaralı Kuş kelimesiyle mübağla yapıyorum aslında hiç bir kuş yaralı kalmaz bu hayatta yaralı kalan tek şey insan yüreğidir.Öyle bir yaralanırki insan yüreği.Anlamsızca birden bire yaralanır tıpki bir deprem gibidir aslında yüreğin yaralanması. eğer yüreğinde hissettiğin üzüntüyü 9.5 şiddetiyle geçirirsen yüreğin incinir ve kırılır daha az bir şiddetle geçirirsen yaralanır ama ölmez hala vardır bir umut o yürekte fakat daha az bir üzüntü yaşarsan yüreğin burkulur ağlamaklı olursun en şiddetsiz üzüntü budur ama şiddetinin aksine en çok yer eden bu acıdır bu kederdir.Çünkü;burkulan yerin sızısı çok uzun sürer ve burkulan yerdeki şişlik de öyle çabuk hızlı bir şekilde geçmez.Bunu geçirecek tek bir ilaç vardır. Sevdalığının aşk kokan merhamet kokan elleridir.Bir tuttunmu o ellerden hiç bir şey imkansız gelmez sana. Hele bir de sıkı sıkıya tuttuysa eğer Dünya'yı bile fethedebilirsin. Ama aşkın kullanım klavuzunda yazılmayan inc bir ayrıntı vardır. Sevdiğinin elini bir kere tuttuğunda ne kadar kuvvetlendiysen eğer o elini bıraktığında da okadar acizleşeceksin.O elini tuttuğunda bütün cihana harp çıkarabilecek adam , o eli tutamadığında da vur ensesine al ekmeğini deyimini kullandığımız silik ve yok olan bir adama dönecektir. Hiç vakit almaz bu olay.Saniyeler içerisinde gerçekleşir.Sanmayın bu hayatta erkeklerin çok güçlü olduğunu en güçsüz bence erkeklerdir.Erkeklerin yanında bir sevdiği olmadığında hayata tutunamazlar aynı şekilde de en çok erkekler sever. Sevdiğinin her şeyine boyun eğer ne kadar diklenirse diklensin.''Siz hiç şarapçı kadın gördünüz mü yolun kenarında ?''göremezsiniz çünkü erkekler güçsüzdür erkekler şaraba sığınır ondan destek bekler çünkü terkedilen hep erkektir.Aslında şarap kadının temsilidir.Kadında şarapta olduğu gibi yaşlandıkça güzelleşir yaşlandıkça daha çok sever insanları.Diğer bir yönden ise şarapta parayı sever sen şaraba para verirsin o başını döndürür.Bir kadına para vermezsen başını döndüremez giyinecek kuşanacak senin başını döndürecek.İnsan çelişkide kalıyor aslında.Şarap mı kadın mı diye bir kez düşünmüyor değil :) Ama Allah'a şükür ben düşünmüyorum benim kadınım cennet kokar.Ben sevdiysem vardır bir bildiğim.O benim gülüm ama her gülün dikeni olduğu gibi onunda dikenleri vardır.Ama ben gülün dikeni var diye bu zamana kadar gülü koklamaktan vazgeçmedim.Onun da dikeni var diye koklamayacağımı düşünmüyorum.Hatta o kadar netki bende ''İMKANSIZ'' diyebiliyorum.

Zor zanaat arkadaş sevmek.Bileğiyle yüreği kuvvetli olmayan sevemez kimseyi.Bir sevdalığın elini taşımak büyük güç ister.Bir sevda için de kocaman bir yürek ister mangal gibisinden olucak ama.Vazgeçmek kelimesi lugatında bulunmayanları sevmek gerek bu hayatta. Vazgeçmek kelimesini ağzına yakıştıramayan bir insan bulacaksın.Şimdi ben size bu cümlelerimde insan yerine adam kelimesini kullansaydım neden hep erkeklere yazıyorsunuz diye sorabilirdiniz.ADAM kelimesi sadece cinsiyeti erkek olanlar için söylenmez ben nice adamlar tanıdım ayağının altından cennet geçen yüzünde nur ellerinde gül kokusu olan.Ama nice erkekler tanıdım bu hayatta şerefsizliğin patronu namussuzluğun en büyük temsilcisi benim içimden gelmiyor bunlara adam demek.


En önemliside şudur gözlerinize ağlamayı öğretin ki o yaşlar utangaç boyunlarınızın kolyesi olsun.Ama bir kadının gözünden akan her damla zümrüt bile olsa bir damla ağlatmayın haramdır.Onları gönüllerinizin en sıkıntısız en havadar yerinde en baş köşeye koyun.Her dert ve sıkıntınızda yere tam düşerken kolunuzun altın girerek sizi sırtlayacak tek varlıktır kadınlar.

Sevgini sadece sen bilmeyeceksin duymayan kalmıyacak dürüstü gerçek bir aşk için çıkacaksın yaşadığın şehrin en güzel yerine ilk önce onu sana verene dua edeceksin diceksin ki 'ay doğmadan düşmesin gözüme yaş'diceksin.Sonra haykıracaksın sevdanın büyüklüğünü ses tonuna yansıtarak 'seviyorum ulan diceksin,vazgeçmeden sonunu düşünmeden sadece seviyorum'diyeceksin.Ama bu cümleler senin yüreğinin o gelmeden önceki zifiri karanlık en derin yerinden yükselterek söyliyeceksinki şehrin gürültüsü sussun dönsün sana bi baksın desin ki;'vay be ADAM harbiden seviyormuş be' diyecek şehrin her karışı her zerresi ona aşık olduğunu bilecek.

Dediğim gibi arkadaş zor zanaattır aşk.Sevmesini bilene ustalıkla işlenen bir ahşap.Sevmesini bilmeyene ustalıkla yapılmış bir süngüdür aşk.
Kadınsız bir gün düşünsenize...