7 Haziran 2014 Cumartesi

Havanın Sıkıntsı

Hava öyle bir sıkıntılı ki bugün içimden yazmak geldi.İçimdeki kelimeler ne mesajlara sığar ne de bloglara(!)
Havanın sıkıntısı insanları da etkiliyor öğrendiğim ve yaşadığım tecrübeler kadarıyla.Sıkıntı doluyum şu aralar biraz da keder ...
Hani aynı üstadın da dediği gibi ;



Masanın üzerinde duruyor keder
Duvardaki resimde
Gözlerimin içinde oturuyor da
Bu yüzden kendime bakmıyorum

Kimsesiz bir şehir öbeği oldum
Adınla başlıyor bütün sohbetler
Heder oluyor verilen sözler
Ve ellerimi Anadolu yakasına uzatıyorum da
Üçüncü köprü diyorlar aşkımıza
Suç oluyor seviler…

Şiir oluyor bakışların
İmgesel izdüşümleri takipte
Masanın üstünde duruyor anılardan bir bukle
Keder oluyor duvarlar sırıtıyor nankörce

Sus birazdan kıvranacak imgeler
Kainat bizden bahsedecek
Keder bile kederinden içecek bu akşam
Sus hele işte geldi beklenen an

Yazdığım en güzel şiir olacaksın

Keder intihar edecek kederinden…
Osman Coşkun

Ne de güzel demiş değilmi şair;kainat bizden bahsedecek keder bile kederinden içecek bu akşam.Aynen öyle.Öyle bir istikrarla başladım ki yazmaya kederimi,derdimi,sıkıntımı keder bile kederliğinden utanacak bu gün.Ben utanıyorum mesela ara sıra.Sığmıyor gökyüzü kadar olan sevdam kuş kadar yüreğime.Yetiremiyorum belki de sevdamı yüreğime.Elimden geldiği budur belkide şu tanım cümlesi olmayan hayatta.Bazı insanlar vardır hayata anlam katmaya çalışan ama yanlış yaptıklarının farkında değildirler çünkü;sen anlam veremezsin hayata.Hayat pişirir insanları olgunlaştırır,sen farkında değilsindir aslın ustalık belgesini aldığında bu hayattan sen çoktan ruhunu Mevlaya,vücudunu ebediyete göndermişlerdir.Ağlamak boştur ölüme biten bir sevdaya ağlamak kadar boştur.İğrençtir aslında ağlamak biten ve giden bir şey için aslında insan bilir gidenin ve bitenin bir daha asla geri gelmeyeceğini imkansızdır o iş.Giden döndüyse yolunda biten yarım kalıp tekrar başladıysa eğer vardır bir eksiklik yaşayıp göreceksin hayatta bunu.Tecrübe edineceksin.Yanlış yapmadan büyüyemezsin bu hayatta.Önemli olan bedenen büyümek değil önemli olan ruhen büyümektir.Ruhen büyümeyen şahsın bedenen büyümesinin ne önemi vardır ki.İmkansızı sever insanlar.Bu insanın doğasında vardır.bu imkansızlık olayı milattan önceye bile dayanır insanlar ölümsüzlüğü bulmak için kaç can feda etmiş kaç cana kıymıştır.Ölümsüzlük için öldürmek.Ne kadar da saçma değil mi?
Tıpkı daha çok sevmek için daha çok susmak gibi.Susan insan soğur anlamsızlaşır herkesleşir. Oysa.Oysa ki herkes bilmez sevdanın ağırlığını,hamallıktır aşk. Nerede ki o yükün bi ucundan tutan bulursan oturt onu masaya evlen.Evet bu kadar açık konuşuyorum daha doğrusu yazıyorum.Bir kere de yükünün ucundan tuttu diyede hemen oturtmayacaksın masana testlerden geçireceksin insanları.Güvensiz bir ilişki zincirsiz bir köpeğe benzer.Kendi kafasına kendi zevklerine doğru gider.Ne kadar da yazsam bitmez bu yazı uzayıp gider son paragrafımı da anlamlı bir şiirle sonlandırmak istiyorum.
İyi akşamlar...

toprak kokan, yağmur sonrası akşamlardı
yüreğime ağırından bir sevda binmişti.
dört tarafım kilitli kapı
bir gökyüzü, bir sen kalmıştın aydınlık.
hayatın gerisi endişe, tasa ve karanlık.

ağaçlardan sular damlardı yüzüme
o an bulutların adını andığı andı
sokaklar sensiz ve çamur
çocukluğumun yüzüme vurduğu zamandı

kendime ihanetlerimi yaşıyordum sensiz
gözlerim umarsız, yüreğimde bulantı
yağmur seni getiren heyecandı

uzaklığını yaşamaktı beni ıslatan
şimşeklerde, yüzünü aydınlatırdı ufuklar
gizem dolu kutsal bir zamandı
bütün dualarımın yönü sanaydı
karanlıklar seni fısıldıyordu ıslaklıklarda
mahzun yüzün, suların kederli sesi ve gökyüzü
...senden bana kalandı

bir sabah güneş doğdu, gerçekler uyandı
ve her şey bir kağıt gibi sessizce yandı
Şemsettin Kaya



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder